23 Mayıs 2016 Pazartesi

Bisikletimle Galaksi-2

Başıma neler geldi inanamazsınız. Şu an ozon tabakasına oturmuş öyle yazıyorum bunları. Ozon tabakası deliniyor diyorlar ya, yalan. Tam seksen beş milyon kilometre ozon sınırında bisiklet sürdüm öyle buldum deliği. Minicik bir delik için çok gürültü yapıyor bu insanlar. Kesin Satürn’de beni bekleyen dostlarım çok sinirlenip taş atmıştır, ondandır bu delik. Yoksa insan gücüyle delinecek gibi değil. Delikten aşağı bacaklarımı sallandırdım. Yarı bedenimi yer çekerken diğer yarım uzay boşluğunda. Zaten bozuk olan kimyamın canına okuyorum şu an. Kan dolaşımım delirmiş durumda. Çok eğleniyorum.

En son bir uçak kanadında dinlenmiştim. Sonra uçakların gelemediği yerlere ulaştım. Bulutlarda uyuyakalmışım. Ne kadar uyudum, kaç gün doğumu kaçırdım inanın bilmiyorum. Bir buluttan rica etmiştim bisikletime sahip çıkmasını. Ben uyurken rüzgar onu savurmuş. Zaten hiç sevmen rüzgarları. İşin yoksa git bisikletini bul şimdi diye söylenirken beni misafir eden bulut, bulutlararası bir iletişim ağı sayesinde hemen buldu kırmızı bisikletimi. Bulutlar insanlarla karşılaştırılamayacak misafirperverlikte. Sevgili buluta minnetlerimi iletip yeniden koyuldum yollara. Uçaklardan sonra kuşlar da kayboldu ortadan. Ya benim bisiklet sürdüğüm yerde nasıl kuşlar olmaz hala şaşkınım. Neyse, henüz keşfedilmemiş bir cennet burası. Bulutlar ve ben. Yukarı doğru hızla bisikletimi sürerken ön tekerim sert bir şeye çarptı da öyle durdum. Önce inanamadım, sonra heyecandan ne yapacağımı bilemedim. Çığlık çığlığa ‘ozon tabakası merhabaaaa’ diye bağırıdm. Duymamış olamazsınız! Yada olabilirsiniz, çünkü size çok uzaktayım. Olayın etkisi ile bir süre sevinç naraları attım fakat sonra kafama dank eden düşünce beni yıktı. Ozon tabakasına ulaşmıştım ama öbür tarafa geçmem imkansızdı. Yumruk attım, ısırmayı denedim, bisikletimin direksiyonuyla bile delmeyi denedim ama olmadı. Böyle olacağını bilsem emaneti alırdım yanıma. Sonra kafamda bir ışık belirdi. Evet hatırladım. Dünyadayken ozon tabakasının delinmesine dair haberler okumuştum. Tamam şimdi bir delik bulup öbür tarafa geçecektim. Sonrası zaten gelsin yer çekimsiz hayat gelsin özgürlük! Yokladım, her yerine dokundum ozon tabakasının. Ellerim aşındı ama yoktu işte öyle bi delik. Hani belki incelen kısımları vardır diye farklı yerlerine diş geçirdim ama olmadı. Sonra yine pedala kuvvet.  Tam seksen beş milyon kilometre bisiklet sürdüm. Sonunda bir delik buldum. Hayal ettiğimden daha küçüktü. Öyle küçüktü ki narin popomun geçmesi biraz zor oldu. Ama çok değil! Ayrıca dediğim gibi, delik küçüktü, hep ondan…


Şimdi ozon tabakasında oturmuş yazıyorum. Buradaki manzara tek kelimeyle mükemmel. Üstelik kan dolaşımıma oynadığım oyundan inanılmaz keyif alıyorum. Buradan sonraki durağım neresi olur hiç düşünmedim. Son durak Satürn. Dediğim gibi, bi çay içip geri geleceğim. Tek derdim biraz kafa dinlemek. Çok sıkıldım leş dünyanın gürültüsünden. Bir de, sadece orada bulamazlar beni.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İyi Ki O Kuyuya İndim

Epey oldu yazmayalı. Hayatın akış hızı ışık hızını zorlayınca kalemim yetişemedi. Biçare bense mecburen akışa bıraktım kendimi. Mütevazi hay...