26 Mart 2016 Cumartesi

İzmarit

      Sen bir duraktaydın sevgilim. Üstelik henüz hangi otobüse bineceğine karar veremediğin için haddinden fazla uzun zamandır o duraktaydın. Bense senin sol cebinde duran sigara paketinin içinde ters çevirip 'dilek sigarası' yaptığın sigaraydım. Öyle içinden söylemiştin ki dileğini, ben bile duymamıştım. Sen o durakta öyle uzun bekledin ki, tüm sigaraların bitti ve nihai son geldi. Belki de ve muhakkak içinden dileğini tekrarlayıp aldın beni parmaklarının arasına. Öyle inceydi ki ellerin, kendi ellerimden utandım. İki dudağının arasına yerleştirdin beni ve son kibritinle ateşledin. Öyle derinden çektin ki nefesini, yanmamam imkansızdı. Yandım sevgilim, başka seçeneğim var mıydı? Sen dumanımı o kıvrak çenenle daireler halinde savururken ben bitiyordum, fark etmedin. Sonra bişey oldu, halimizden hiç de şikayetçi değildik oysa ki. Ateşim dudağını yakmış olacak ki, yada ben öyle sandım, ani bir hareketle beni kaldırıma fırlatıp üstüme bastın. Yarım kaldım sevgilim, daha ateşim izamrite dayanmamıştı. İlk gelen otobüse atlayıp gittin. Yapma dedim sana, gitme dedim. Duymadın, hiç dinlemedin. Ben o durakta onlarca yarım kalmış sigaradan biriydim. Üstüme kaç ayak daha bastı, ama sana yemin olsun hiçbiri seninki kadar yakmadı canımı. Sonra üstüme yağmurlar yağdı, köpekler işedi. Birkaç temizlik görevlisi geldi, süpürmeye çalıştı beni. Kaldırım taşlarının arasına sıkıştırıp kendimi, seni beklemeye direndim. Ben iyice ezilip büzüldüm, öyle çok bekledim ki, neyi beklediğimi unuttum. Ama seni unutmadım sevgilim. İncecik parmaklarını, nefesini hiç unutmadım. Sonra karlı bir İzmir gecesinde, ki bu çok nadir gecelerdendir, sen geldin. Saklandığım ve artık çöpçülerin bile umursamadığı yerimden çekip aldın beni. Değişmiştin, ellerin büyümüştü sanki. Önce uzun uzun baktın bana. Sonra tozumu üfleyip tekrar yakmak istedin. Fakat sevgilim, ne senin nefesin eski kuvvetindeydi, ne de ben eski gücümdeydim. Kızma bana sevgilim, sen yokken çok eskitti bu şehir beni. Kolay olmadı o durakta öylece seni beklemek. Dedim ya, köpekler bile üstüme işedi. Sana gitme demiştim sevgilim. Sen nefesini boşa harcadığınla, bense beklediğimle kaldım. Keşke o çöpçüye direnip saklanmasydım kaldırımların arasına. Keşke İzmirin en büyük çöplüğünde yok olsaydım. Beceremedik sevgilim, senin nefesinde daireler halinde havaya karışıp sönmeyi ben de isterdim. Ama olmadı. Affetme kendini.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İyi Ki O Kuyuya İndim

Epey oldu yazmayalı. Hayatın akış hızı ışık hızını zorlayınca kalemim yetişemedi. Biçare bense mecburen akışa bıraktım kendimi. Mütevazi hay...