2 Şubat 2018 Cuma

Toprak Oldum Da Dayandım

Ben toprağım. Üzerime betonlar döktünüz, çirkindi sizin için çamurlarım. Ama gitmedim, buradayım.

Ben toprağım, gökdelenlerinizin, alışveriş merkezlerinizin hemen altındayım hala, unuttunuz beni ama ben içime attığınız temellerinizi hiç unutmadım ve hiçbir zaman sizin bana ettiğiniz ihaneti etmedim size.

Toprağım ben, diri diri gömdüğünüz kız çocukları hala koynumda ağlamakta. İçimde evi olan ve kımıl kımıl gezinen hani o sizin deliler gibi korktuğunuz yılanlar, sizin kötü kalbinizden korkup saklandılar bana. Siz insanoğlu, kötü sandığınız her şeyin toplamından daha kötü kalplerinizle, siz insanoğlu, kız çocuklarını diri diri toprağa gömen siz, elbet bana döneceksiniz.

Ben toprağım, üzerime tükürdünüz, “çöp” dediğiniz artıklarınızı yüzünüz bile kızarmadan üstüme attınız. Ben yine de, terk etmedim sizi.

Kiminiz sevdi beni. Aldı bir kök çapasıyla havamı değiştirdi ilkin, sonra bir avuç tohum serpti yüreğime, çamurdan korkmadan suyla buluşturdu kalbimi. Ben de ödüllendirdim onu, aldım yüreğimdeki tohumdan kattım suyu ruhuma ve ekin sundum ona. O bana emek verdikçe ben ona bereket olarak geri döndüm.

Toprağım ben. Her biri çocuğum olan ağaçlarımı kestiniz. Kendi çocuklarını diri diri gömen kötü kalpleriniz benim çocuklarıma elbet üzülmeyecekti. Ama unutmadım, benden kopardığınız her çiçeğin, kestiğiniz her ağacın hesabını tuttum içimde. Oysa ben onlarla nefes alıyordum. Siz benim nefeslerimi kestiniz, daha iyi nefes alacağınıza inandığınız rezidanslarınızın uğruna.

Gün geldi, en sevdikleriniz son nefesini verince beni gözyaşlarınızla sulayarak ve dualar eşliğinde onları bana emanet ettiniz. Korkmayın, sizin bana ettiğiniz ihaneti ben size etmedim. Saygıyla kucakladım onları ve kendime kattım. Ruhuma işledim hepsinin her bir hücresini. Kokularını harmanladım ve bir yağmur damlasının bana ulaşmasının ödülü olarak yine size sundum. İçinize derin derin çektiğiniz kokum bu yüzden böyle güzel.

Ben toprağım. Türlü zulüm gördüm insanoğlundan ve yine de bir an vazgeçmedim ayağının altına serilmekten. Çünkü biliyorum ki, yolu benden geçmeyecek tek bir canlı yok, kıymetim elbet anlaşılacak. İnsanoğlu elbet bir gün bana dönecek.

Diri diri gömülen kız çocuklarının intikamı kuraklığım. Sevdiklerinizin kokusunu alamıyorsanız yağmur sonralarında bunun sorumlusu üzerime döktüğünüz beton. Yağmur yağmıyorsa artık eskisi kadar çok, kestiğiniz ağaçların hesap sorma şekli bu.

Yine de insanoğlu, sen bana bir kök çapası vur, nefesimi bana geri ver ben yine tüm bereketimle çiçekler açar, ekinler sunarım sana. Yağmurlar da yağar elbet, güneş kurutur çamurumu.


Toprağım ben. İnsanoğlunun tüm bencilliğine, küstahlığına karşın kibirsiz bir bekleyişle hala buradayım. Bunca kötülüğe taş olsam çatlar un ufak olurdum. Toprak oldum da dayandım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İyi Ki O Kuyuya İndim

Epey oldu yazmayalı. Hayatın akış hızı ışık hızını zorlayınca kalemim yetişemedi. Biçare bense mecburen akışa bıraktım kendimi. Mütevazi hay...