Yukarı bak.
Sıkılmadın mı kaldırım taşlarından? Üstelik bastığın taşlar
Arnavut Kaldırımı bile değil. Buz gibi beton. Artık kimseler Arnavut Kaldırımlı
dar sokaklarda sevdiğiyle karşılaştığı rüyalar görmüyor. Dar sokaklar da, tıpkı
Arnavut kaldırımları gibi, şarkılarda kaldı.
Yukarı bak.
Yorulmadın mı ezberlemekten halı desenlerini? El emeği bile
değil onlar, bildiğin fabrika samimiyetsizliği. Genç kızların dokunuşları ve
“dokuyuşları” yok hiçbir santimetrekaresinde. Eski ve naftalin kokan anneanne
evinde, ağır yün yorganın altından çıkıp ilk attığın adımda kaldı o halılar.
Fabrika ürünlerinin rengini, el emeğinin hikayesine tercih ettin.
Yukarı bak.
Gök nasıl mavi, bak da gör. Kuşlar ne denli özgür, gör de
anla. Rüzgar sana esiyor, kulak ver ve duy. Sus ve dinle, atan kalbinin sesini.
Hisset, gök yukarı çekiyor seni. İzin ver, korkma, uçur ruhunu mavinin
sonsuzluğuna.
Yukarı bak.
Yağmursa yağan, bırak şemsiyeni kenara. Hatta öyle ki, aç
ağzını ve birkaç yağmur damlası yakala.
Karsa düşen saçlarına, kirpiklerine kadar bembeyaz olmanın
hazzını yaşa.
Güneşse tenine değen sıcaklık, ısınan ruhuna sarıl.
Yukarı bak.
Rengarenk ve her seferinde bambaşka şekilde süzülen
bulutların şenliğine katıl. Hudutsuz ve
hesapsız danslarını izle. Ayak uydur, ritim tut, kulak ver.
Yukarı bak.
Korkmuyor musun insanların telaşlı büyük adımlarından. Bir
yere varmak için değil de bir yerden kaçmak için hareket edercesine, hızlı ve
bedbaht. Gittiği yerin önemsizliği ile eşdeğer özensizlikte atılan adımlar.
Kaçtıkları yerin izlerini taşıyan ve sırf bu yüzden hiçbir yere varamayacak
olan adımlar.
Bakma onlara! Beton taşlara, fabrikasyon halılarına ve o
telaşlı büyük adımlara bakma. İçinde bir
yerlerde, sırf sen bir an olsun göğe bak diye zıplayıp duran bir çocuk var.
Kulak ver ona. Onun oyun parkı, senin baktığın mavi gök. Onun en sevdiği şeker,
senin hissederek aldığın derinden bir nefes.
Yukarı bak.
Önce bak, sonra kapa gözlerini. Görmek için ihtiyacın olan
şeyin gözlerin olmadığını anla. Ruhunla gör hayatın renklerini. Teninle hisset
sesleri. Derin bir nefes al, parmak uçlarından saç diplerine yayılan nefesini
hisset.
Yukarı bak ve tekrar et :
“Bir gün çok bunalırsan,
Denizin dibinde
Yosunlara takılmış gibi
Soluksuz.
Sakın unutma gökyüzüne bakmayı,
Gökyüzü senindir,
Gökyüzü herkesindir.”
Denizin dibinde
Yosunlara takılmış gibi
Soluksuz.
Sakın unutma gökyüzüne bakmayı,
Gökyüzü senindir,
Gökyüzü herkesindir.”
